acil frenlemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
acil frenlemek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2010 Cuma

SERT FRENLEMEDE USTALAŞMANIN ÖNEMİ

Yeni Motorcular Sert Frenlemeyi Öncelikle Öğrenmelidirler...

Yeni sürücüler fren yaparken gazı da farkında olmadan açarlar. En azından ön freni beklenmedik bir engelle karşılaşıldığında ani olarak sıkarken gazın tam kapanmamış olduğunun farkına varmazlar. Ön fren elciğini kapar gibi kavradıkları panik durumlarında gazı da açtıklarının farkına varamazlar. Bu da kaza demektir.

Bazı motosikletlerin elcikleri ayarlanabilir değildir ve eli küçük olan sürücüler için bu durumda elcik uzak kalarak bu soruna yol açabilir. Eğer fren elciğinin üzerine parmaklarını koymak için sürücü bileğini kaldırmak zorunda kalıyorsa gaz üzerinde duran başparmak istemsiz olarak freni sıktığınızda(elinizi yumruk yapmak gibi düşünün) gazı açacaktır. Bu aslında herkese olur ama eli küçük olanlarda bilhassa bayanlarda daha sık olur.

Şayet fren elciğini ayarlamak mümkünse bunu yapınız. Mümkün değilse şu tekniği önerebilirim: Frenleri sanki gazın uzantısıymış gibi düşünelim. Gaz kolu tam kapalı vaziyette iken parmaklarınız fren elciği üzerinde durabilmeli. Gazı çevirdiğinizde parmaklarınız fren elciğine yetişmeyecektir. Burada yapılacak şudur önce gazı kademeli olarak kapatın takiben frenlemeye başlayın. Sanki gaz kolu ile ön fren elciği bir tek aletmiş gibi.

Bu sunduğum mantık yeni başlayan sürücülere hitap etmektedir. Çünkü yeni başlayan sürücülerin hiçbir zaman gazı sonuna kadar açmayacaklarını varsayıyorum. Elbette ustalaştıkça ve gazı daha fazla derecelerde açtıkça en son tam açık pozisyonda iken parmaklarınız fren elciğine yetmeyecektir. Bu durum elciğin çok açık olduğu ve ayarlanamadığı durumlarda çok daha bariz olarak karşınıza çıkacaktır. Eliniz yeterince büyükse ya da elciği ayarlamak ve gidon elciğine yaklaştırmak mümkünse bu sorun olmayacaktır. Frenlemeye hazır olmak demek bir iki parmağınızın fren elciği üzerine konması demektir. Burada ilk iki parmağın(işaret ve orta parmak) ilk boğumlarının fren elciğini kavraması gerekir. Yani parmak uçlarının değmesi hazır olmanız demek değildir. Neticede gazı tam kapatıp freni çekerken önce önü oturtun takiben fren elciği üzerindeki iki parmağınızın ikinci boğumlarına kadar çekin.( Bunu motorunuza göre alt süratlerde ve trafik olmayan güvenli bir yerde deneyin).

Frenlere hafif bir dokunma ile başlıyoruz ve durmamız gereken nokta yaklaştıkça sıkma gücümüzü artırıyoruz. Bu arabada da böyledir.

Yeni bir sürücü olarak trafiğe çıkmağa başladığınızda şunu unutmayın:

Tipik bir ABS li otomobilin arkasında iseniz bu aracın dur kalk temposuna uymak zordur. İşte burada frenleri hassas kullanabiliyor derecede ustalaşmış olmanız emeğinizin karşılığını geri ödemeye başlayacaktır. Bu arada bir de aracını geri kaçıranlar vardır. Dikkat! Bu sebeple daima kaçış yolunuz olsun.

Kademeli sıkma yumuşaktan serte doğru yapılmalıdır. Bu zamanla sizin şuuraltınıza işleyecektir. Ancak bu durum panik frenleme gerektiren durumlarla karşılaştığınızda bir sorun olarak karşımıza çıkar. Çünkü acil fren yapmamız gerek panik durumlarda bu sistem işlemez. Ama siz şuuraltınıza işleyen bu alışkanlıkla başlangıçta frenlerle çok hafif ama çarpma noktasına yakın çok sert olacaksınız.

Ne yapabiliriz?

Motor dik konumda ise tek bir sıkma ile tekerlerin kilitlenme noktasından bir önceki noktaya kadar frenleri sıkınız/basınız. Bu sizi en kısa sürede durduracak şekildir. İlaveten kademeli sıkış şeklinin tersine başlangıçta tam sıkma durma noktasına yaklaştıkça sıkmayı hafifletme şeklinde olmalıdır. Bu hafifletmeyi siz motorunuzun yavaşlama hızına ve durma noktasına olan yaklaşmanın durumuna göre ayarlatacaksınız. Yani panik durumunda motoru dik konuma getirin ve frenleri kazıklamadan sert sıkın. Burada sıkma hızınız motorun dengesini bozmayacak oranda ama yeterince hızlı olmalıdır.

Peki, hep böyle yapsak da beynimiz panik durumu için ikinci tekniği de öğrenmek zorunda kalmasa! Yani tek bir hamlede sıkmaya alışsak ne olur? Zamanda kaybetmeyiz. Hem durma mesafesi de kısalır. Beynimizin reaksiyonu da tek bir tekniğe uyarlandığı için daha iyi odaklanabilir. Doğru ancak motorunuzun durması gerekmiyorsa ve her seferinde böyle sıkı fren kullanıyorsanız hem siz hem de motorunuz çabuk tükenir.

Sert frenlemede bacaklarınızla motoru sıkmak da çok önemlidir. Ayrıca sert frenlemenin ardından kıvırma yapmanız çok zordur. Hatta mümkün değildir. Farz edelim bacaklarınızı yeterince kullanma alışkanlığını henüz kazanmamışsınız. Yük kol ve omuzlarınıza binerek onları adeta kilitliyor. Kilitlenmiş kollarla nasıl kontra basacaksınız? Şehirde mesela bir kanalizasyon kapağından kaçmak, çevresinden dolanmak için kollarınız gevşek olmalıdır. Dolayısıyla sert frenlemenin gereksiz kullanımı işin kolayına kaçmak ve kendinizi kısıtlamak olur.

Bir talim önerisi:



Boş bir park yeri bulun. Önce birkaç sekiz çizin. Ancak bunu yaparken sadece gazı sabit tutarak dönüşe yoğunlaşmak yerine sekizin düz yerlerinde gazlayıp dönüş noktalarına yatmadan önce yavaşlamak için ön freni kullanın. Eğer frenlemede gerçekten ustalaşmış iseniz, her sekiz arasında dönüş için frenlemeye başlamadan ve dönüşe yatmadan önce mesafenin ortasında veya ¾ lük kısmında gaz açabilmelisiniz. Burada gaz açmanın ½ ya da ¾ ünde olması sekiz figürünün büyüklüğüne bağlıdır.

Mutlaka motosiklet eldiveni kullanılmalıdır:

El yaraları çok zor kapanır ve çok acı verir. Ufak da olsa bir kaza sırasında yeri ilk karşılayacak organlar çoğunlukla ellerdir. Bir bir deri eldiven bile çıplak ele karşı yaralanmalarda önemli fark yaratır.

Evet, teker yapmayı ya da dizinizi yere değdirmeyi kafanızdan siliniz. Yeni sürücüler olarak sert fren yapmayı öncelikle çok iyi öğreniniz. Sonra da kademeli frenlemeyi öğreniniz.

Çeviri Kaynağı: Biker's Town
Açıklamalı Çeviri: Alpaslan Kuzucan

30 Haziran 2010 Çarşamba

YENİ BAŞLAYANLARA KONTROLLÜ DURMA BİLGİLERİ

Frenlerin Çalışma Dinamiği

Burada anlatılacaklar olmazsa olmaz kurallar değil, her şartın kendine has oluşumlarında düşünülerek kullanılması gereken bilgilerdir.

Frenleme konusunda süper spor tipi motorlar hariç her iki fren birlikte kullanılırsa en kısa durma mesafesi elde edilir. Birçok yeni başlayan fren konusunda zayıftır. Genellikle motorunun durabileceğinden daha uzun mesafelerde durabilir. Bunun sebebi de yanlış bilgiler ve korkudur. Bilhassa ön frenin fazla sıkılırsa sürücünün gidonların üzerinden uçarak düşeceği korkusu yeni başlayanları korkutan başlıca konudur. Bu arka fren ağırlıklı fren kullanımına yönlendirir ve birçok gereksiz kazanın sebebidir.

Frenlemede bir görüngü vardır. Ağırlık transferi dediğimiz bu kavram tekerlerin yola basma kuvvetini anlatır. Frenlemede ağırlık öne transfer olur. Neticesinde de arka teker üzerindeki ağırlık azalır ve yola basma gücü düşer. Bu durumda arka fren iyi bir durdurmayı sağlamayacaktır. Ön freni sıktığınızda neredeyse havalanmaya kalkan arka tekerin durmaya ne kadar etkisi olabilir? Durma mesafesi uzar. Uzaması 10 misline kadar olabilir. Ayrıca yere iyi basmayan arka teker kilitlenebilir. Daha kötüsü keskin bir dönemeçte arka tekeri kilitler ve akabinde fren pedalından ayağınızı kaldırırsanız(serbest bırakırsanız) high-side denen kazaya sebep olur.

Ön frenin kilitlenmesi daha zordur(frenlemede ağırlık öne transfer olduğu için) ama kilitlenirse yaratacağı risk daha büyüktür. Bu sebeple ön freni tüm kuvvetinizle kapmayın. Bileğiniz aşağıda olsun ve kırık olmasın. Bileğiniz 90 derece bükük bir tarzda gaz ve fren elciğini tutarsanız gazı çevirdiğinizde bileğiniz aşağı inerken sizi geri iterek gazı farkında olmadan fazla açmanıza sebep olur. Bu sebeple bileğiniz alt kolunuzla aynı doğrultuda olmalıdır. Ön kollarınız yere paralel olsun ve sıkmayı kademeli bir şekilde uygulayınız.

Bunu nasıl yapacaksınız? Çare nedir? Talim yapmaktır.

Eğer talimlerinizde arka kilitlenirse bu sefer daha az basınçla yeniden deneyerek bu sınırları tanıyın. Ön fren ise kilitlenmeden önce size bazı işaretler verecektir. Gittikçe artan bir sesle gıcırdayacaktır ve muhtemelen de elciklerde hızlı ve keskin bir titreşim yapacaktır. Bu işaretler ABS sistemli motorların frenlerinde olmaz.

Bu işaretlere dikkat etmezseniz ve hemen basınç uygulamasını artırmayı durdurmazsanız ön tekeri kilitlersiniz. Burada siz sınırı, ön tekerin kilitlenme sınırını bulmuşsunuz demektir. Burada basıncı hafifçe azaltın; kesinlikle artırmayın aksi takdirde kaza olması kaçınılmazdır.

Denemelerinizi ilerlettikçe, kendinize güven geldikçe durma mesafenizi daha azalmak için talimler yapın. Bunu yaparken hızınızı artırmayın sadece daha kısa mesafelerde durmağa çalışın. Her ikisi de aynıdır ama daha alt süratlerde talim yapmak daha güvenlidir. İlaveten tekniğe daha iyi zihinsel yoğunlaşabilir ve geri beslemeleri daha dikkatli takip edebilirsiniz.

Dönüşlerde frenlemede de aynı kurallar geçerlidir. Sadece bir ilavesi vardır. Bu nokta bilhassa kontrolleri kumanda etmede değişiklikler yaptığınız esnalarda önem kazanır. Değişiklikleri yumuşak olarak icra ediniz. Dönüşlerde arka freni kilitlerseniz arka fren üzerinde ki basıncı çok yavaş olarak azaltın, ani bir bırakma şeklinde değil. Dönüşlerde frenleme mekanizmaları üzerindeki ani basınç değişmeleri aşırı denge değişmelerine ve kontrol kayıplarına sebep olur. Genellikle süper spor motorların arka frenleri iyi tutmaz çünkü bunlar dönüş freni olarak kullanılmaktadır. Dönüşlerde dönüş hattını kapatmak, dönüş açıklığını artırmak için kullanılır. Diğer tip motorlarda ise tutuş güçleri daha fazladır. Deneyerek tutma derecelerini tanıyınız.

Neticede her iki fren birlikte talimlerinizde ilerleyip durma mesafelerinizi kısalttığınızda durduktan hemen sonra arkanızı omuz üstü bakışla kontrol etme alışkanlığı geliştirin. Çünkü siz artık diğer vasıtalardan daha çabuk durma alışkanlığını, becerisini kazandınız ve arkanızda sizi tehdit eder tarzda bir aracın olup olmadığından emin olmalısınız.

Neden her iki fren birlikte?

Eğer ön fren çok daha iyi ise neden her iki freni birlikte kullanıyoruz? Niye sadece ön freni değil?

Bazı yarışçılar sadece ön freni kullanır. Caddelerde ise her iki frenin kullanımı daha yumuşak duruş ve daha iyi kontrol sağlamasının yanı sıra durma mesafesini de %10 gibi kısaltmaktadır.

Talimleriniz trafiğe kapalı alanlarda, tam donanımlı olarak ve mümkünse bir eğitmen gözetiminde yapmanız önemlidir. Eğitmenin olamadığı durumda bir arkadaşınızın sizinle olması hem tekerlerinizin geri beslemelerini dışarıdan gözleyip size bildirmesi ve hem de bir yaralanma vuku bulduğunda yardımcı olabilmesi açısından önemli ve gereklidir.

Yazan: Alpaslan Kuzucan

29 Haziran 2010 Salı

FRENLEMEDE EN ÖNEMLİ GÜVENLİK KURALI

ÖNÜNÜZDEKİ GÖRDÜĞÜNÜZ AÇIK ALANDA DURABİLECEĞİNİZ HIZLARDA YOL ALMAK EN BÜYÜK GÜVENLİK KURALLARINDAN BİRİDİR.

Bunu grafiklerle basit olarak izah edelim:

Photobucket


Photobucket

21 Nisan 2010 Çarşamba

ÖN VE ARKA FREN KULLANIMI

Photobucket


Sürücü frenleme işleminin en önemli faktörüdür. Frenleme sürücünün keskin dikkatini ve ustalığını ister. Eğer sürücü tehlikenin farkında değilse, aklı başka yerlerde sürüş yapıyorsa en gelişmiş sistemler bile bir işe yaramayacaktır. Frenleri doğru kullanmazsanız en gelişmiş fren sistemleri bile sizin motorunuzu istenildiği gibi durdurmanızı sağlamayacaktır. Bir çarpışmada daha fazla yaralanmaya açık olan motor sürücüsüdür. Bu yüzden sürücü frenleri motosikletinin kontrolünü kaybetmeden agresif bir şekilde kullanmasını bilmelidir. Kaza yapmış bir motor enkazının arkasında uzun bir frenleme izi varsa yetkililerce bu iz sürücünün arka frene basarken ön freni unutmuş olduğu şeklinde motosiklet sürücüsü açısından yüz kızartıcı bir durum gibi kabul edilmektedir. Eğer böyle bir iz yoksa motosikletin çarptığı araç sürücüsünün yol vermeme hatası yaptığı ön görülmektedir.

Eğer, hız kesmeniz gerektiğinde ön freni kullanmaya alışmışsanız bir problemden kurtulmak gerektiğinde ön freni sert olarak çekmeğe meyillisinizdir. Şayet arka freni kullanmağa alışmışsanız bir tehlikede arka frene asılırsınız ve ön frene dokunmadığınızı kazadan sonra fark edersiniz.

Motosikletinizin fren sistemi ne olursa olsun doğru alışkanlıkların kazanılmasına yönelik talimlerin yapılması çok önemlidir. Hurt raporunda kazaların çoğunun düz yollarda ve sürücünün herhangi bir tehlike beklemediği anlarda olduğu belirtilmektedir. Ön freni mutlaka bir yada iki parmağınızla tutun. Hatta otobanlarda dahi trafik olmasa bile eğer kısıtlı görüş varsa bunu yapın.

Şunu unutmayınız: En hızlı, en kısa mesafede duruş her iki frenin birlikte kilitlenmelerinden bir önceki seviyeye kadar maksimum seviyede uygulanmalarıyla gerçekleşir. Şayet motorunuz ABS li ise sistemin devreye girmesinden bir evvelki noktaya kadar uygulama yapılmalıdır. ABS nin görevi kaymanızı önlemektir ama devreye girmesiyle duruş mesafesini uzatır. Bu sebeple sistemi devreye sokmadan kullanırsanız daha kısa duruş mesafesi elde edilir.

Eğer her iki freni birlikte kullanma alışkanlığını geliştirmişseniz acil durumlarda sert frenleyip sonra düşünürsünüz.

Şehir içi yoğun trafikte acil frenleme durumunda dikkat etmeniz gereken diğer bir konu arkanızdaki trafiğin durumudur. Kuyruğunuzda yakın takipte bir araç var mıdır? Arkanızı kontrol ederken bir yada iki parmağınız ön frenin üzerinde sıkmaya hazır olsun.

Şehir içi trafikte en büyük tehlikelerden biride karşı yönden gelen bir aracın aniden kendi soluna yani sizin önünüze kavşak dönüşlerinde yada park çıkışlarında kırmasıdır. Acil frenleme isteyen en tehlikeli durumlardan biridir. Burada genellikle araç sürücüsü sizi görmez yada süratinizi kestiremediğinden görmezden gelir yada yanlış hesap yapar. Ayrıca unutmayın küçük cisimler büyüklere kıyasla olduğundan daha uzakta gözükürler.

Acil frenleme yapmanız gerektiği anda motosikletiniz dik konumda olması gereklidir. Dizlerinizle tankı tutun, ileriye bakın(bakışlarınızla çarpışmadan hemen önceki durmak istediğiniz noktaya odaklanın). Durmaya çok yakın birinci vitese alın ve aynadan arkanızda çok yakın takipte gelen olup olmadığına bakın sonra motoru durdurun ve sol ayağınızla yere basarken sağ ayağınız arka fren pedalına basılı olarak dursun. Burada şehir içi sürüş hızlarının 50 km/saat civarında olduğu göz önüne alınarak açıklama yapılmıştır. Yolunuzu kesen sürücü aracını yolunuzdan çekince de debriyajı yavaşça salın ve yolunuza devam edin. Geçmiş olsun.

İdeal olan frenleme şöyledir: Frenleme esnasında ileriye durmak istediğiniz noktaya bakın. Önünüze, göstergelere yada yanlara bakmayın. Önce ön frene frenlemeyi devreye sokacak kadar dokunun ağırlık öne kaysın. Bu noktada debriyajı çekin gazı kapatın ve her iki freni birlikte devreye sokun. Ağırlık öne transfer oldukça ön freni kontrollü bir basınçla kademeli olarak sıkın. Her iki tekeri de kilitleyip kaydırmadan en kısa sürede durmağa çalışın.

Talim yaparken şu noktalara dikkat edin: Frenleme sırasında motorun bayılmaması için debriyajı çektiniz mi? Sağ ayağınız durduğunuz anda hala fren peginin üzerinde miydi? Arka tekeri kaydırdınız mı? Motosiklette yanlara doğru sallanmalar oldu mu? Birinci vitese almak aklınıza geldi mi? (Birinci vitese almanın hedefi arkadan gelen bir tehlikeden darbe almadan kaçabilmek düşüncesidir).

28 Şubat 2010 Pazar

YÜKSEK HIZDA FREN ANALİZİ

Yüksek süratte frenleme işleminin analizi…

Fren yapmak motosiklet sürüşünde çok önemli bir konudur. Bu aşamaya gelmeden önce debriyajın ne olduğunu, ne için var olduğunu iyi bilmeniz gerekir. Debriyaj kolunu çektiğinizde iki yassı diski birbirinden ayırmış olursunuz. Bu hareket motosikletin motorunu arka tekerden ayırır. Debriyajı kademeli bir tarzda yeniden bıraktığımızda ise bu iki diski yeniden birleştirmiş oluruz. Ne kadar debriyaj kolu bırakılırsa disk o kadar birleşir yani daha fazla güç motordan arka tekere aktarılmış olur. Kavrama noktasının olduğu yerde bırakmanın daha hissederek yapılması gerekir.

Burada önemli nokta debriyajın sıkılırken hızlı davranılması ancak diğer taraftan kademeli olarak ve yumuşak bırakılması gerektiğidir. Birinci hareketin hızlı olması balataların sıyrılmasını önler ikinci harekette motorun gücünü arka tekere aktarırken sarsıntılı bir geçiş olmasını önler. Debriyaj bırakılırken bu hareket çok hızlı yapılırsa motor öne atılım yapar yada bayılır. Kullanım ustalığı talimlerle kazanılır. Talime başlarken önce motor güçte olarak debriyajı yavaşça bırakınız ve ayaklarınızı iki yana açarak motorla birlikte yürüyünüz. Her 3 adımda bir durunuz. Durmak için debriyajı hızla çekin ve ön freni sıkın. Yürüyün ve fren yapın.

Yeterince ustalaştığınıza inandığınızda yüksek süratte fren talimlerine geçebilirsiniz. Gazlamayı herkes yapabilir ama fren yapmada herkes usta değildir. Motosikletinizle saatte 100km hızla seyrederken lastikleriniz yol üzerinde neredeyse yüzer durumdadır. Bu durumda beklenmedik bir durumda frenlerin ani ve sert bir tarzda sıkılması sıradan bir davranıştır. Ancak yolun yüzeyinde adeta yüzer durumda olan lastiklerle bu durumda kaza kaçınılmaz olur. Bu ani frene yüklenme ön tekerin kilitlenerek kazaya sebep olması demektir.

Buradaki önemli detay AĞIRLIK TRANSFERİDİR. Ön tekere öncelikle ağırlığın transfer edilerek lastiğin yere basma ağırlığını artırarak dolayısıyla yolu tutma gücünü artırmak gerekir.

İşlem şudur: Hız 100km, beklenmedik bir engel çıkıyor; ön ve arka freni yumuşak bir tarzda devreye alınız, ağırlık öne transfer olur ve ön çatallar dalar. Ağırlık ön süspansiyona bindikçe ön lastiği yola doğru bastırır. Ağırlık transferi arttıkça ön tekerin yola basma gücü artar ve lastikler yola daha fazla nüfus eder. Bu daha fazla yol tutumu yaratır ve sizde frenleri daha sert kullanma imkanına kavuşursunuz. Böylece kademeli olarak fren sıkma basıncını artırarak tekerlerde herhangi bir kayma olmadan en kısa mesafede duruş sağlanır. Bu yapılamadığında ise önün üzerindeki ağırlık sert frenlemeyi kaldıramayacağı bir yol tutuş seviyesinde olacağı için kilitlenme ve kayma olur.

Burada sır frenlemeye yumuşak başlanması(panik durumunda bile) ve ağırlık öne transfer oldukça ve yol tutumu bu sebeple arttıkça frenlemenin sertleştirilmesidir. Bu kademeli işlemi ustalıkla yaptığınız müddetçe arka teker havaya kalksa bile önün kayması söz konusu değildir. 20km süratlerden başlayarak 10km lik artırım kademeleri ile 150 km süratlere kadar çıkılarak bu kademeli yüksek hız frenleme tekniği talim edilmelidir. Ustalaştıktan sonrada her altı ayda bir bu talimleri tekrar yaparak kendinizi kondisyonda tutunuz. Frenlemede doğru tekniğin öğrenilip kullanılması sizin sayfalarda bir istatistik olup olmamanızı belirleyecek işlemdir.

Uyarı: Yüksek hız kademeli frenleme tekniğini uygularken motosikletiniz dik konumda olmadır. Bakışlarınız ileride olsun. Bu eğitimi daha basit olarak frenlemenin sonuna doğru, durmanın son 4-5 metresinde ön fren üzerindeki baskıyı azaltıp arka frenin üzerindeki baskıyı arttırarak tamamlarsınız. Bu hareket duruşun son metrelerindeki süspansiyonların dalışını yumuşatarak frenlemenin yarattığı stresi hafifletir.

Dönüşte bunu uygulamak daha ileri seviye profesyonel eğitim alınmasını gerektirir. Çok acil, tehlikenin çok yakın oluştuğu durumlarda ise kademeli tekniği unutup frenlere(ikisine birden) maksimum noktaya kadar yüklenin. Maksimum nokta tekerlerin kilitlenmesinden hemen önceki noktadır. ABS li sistemlerde ise ABS nin devreye sokulmasından hemen önceki noktadır. Sağ eliniz fren çubuğunu bu noktaya hızla çekebilecek ve yine sağ ayağınız da pedala bu noktaya kadar hızla basabilecek ustalıkta olmalıdır.

21 Ocak 2009 Çarşamba

MOTOSİKLET VE HIZ

Hız gerçekte ne demektir?

Kaza raporlarında genellikle ‘’motosiklet sürücüsünün hızı yol ve trafik şartlarına göre çok fazlaydı’’ şeklinde yazar. Çoğunlukla da motor sürücüsünün hızı rahatlıkla kontrol edebileceğinden fazla olmaktadır. Bir şeyler yanlış gittiğin de sürüş hızınız sizin kolaylıkla her şeyi kontrol edebileceğiniz bir seviyede midir?

Kaza olduğunda genellikle hızın fazlalığı ön plandadır. Zaten düşünürseniz trafikte yanlış hızlar olmazsa kazalar da olmazdı zaten. Hareket eden bir şey olmasa idi kazalar da hiç olmayacaktı diyenlerde var tabi.

Birde şartlara göre hız fazlaydı var. Yani şartlar düzgün olsaydı o sürücü o hızla güvenli bir şekilde sürüşüne devam edebilecekti. Ama yağmur başladığından, yada yola mazot veya yabancı kaydıran maddeler dökülmüş olduğundan bu kaza oldu. Yada bir başka sürücünün aniden önünüze kırmış olması olayı vuku bulmasaydı kaza olmayacaktı. Bu arabanın önünüze aniden kırması aslında sizin güvenli olan süratinizi bir anda güvensiz yani sizin için fazla, kontrol edemeyeceğiniz bir sürat durumuna sokmuştur.

Bazen de şartlara uygun olmayan düşük süratlerde sürüşler vardır. Çamurda gidiyorsunuz, bildiğimiz yumuşak çamur yada kumda sürüş yapmak durumdasınız. Kumda motoru yönlendirebilmek için önce tekerlerinizin kumun üzerine çıkması gerekmektedir. Bunun içinde siz belli süratlerin altında sürüş yapmamalısınızdır. Nasıl ki don üzerinde ani hareketlerden kaçınılır bu defa tersi yönde belli süratlerin altında sürüşten kaçınılmalıdır aksi takdirde motorunuzun gidonu kazık gibidir ve siz onu çeviremezsiniz. Fazla zorlarsanız da eğersiniz. Yine şehirler arası otoyollarda verilen limitlerde sürüş yapmak motosiklet için çok risklidir.(Burada sürat ihlaline kimseyi teşvik etmiyorum ancak lütfen ilgili ve yetkili merciler dört tekerli araçlarla paralel sürüşte kalan motosiklet sürücülerinin büyük tehlike içinde kaldıklarını biliniz.) Motosiklet mutlaka diğer büyük araçlardan 30-35 km daha hızlı olmak zorundadır. Bu motosiklet sürücüsünün can güvenliği için şarttır ve umarım motosikletli polislerimize de bu durum güvenlikleri açısından eğitmenlerince izah edilmektedir. Bilhassa gurup halinde seyreden büyük araçlarla paralel sürüş yapılmamalıdır. Yine otoyol ayrımlarındaki giriş ve çıkış rampalarında giren yada çıkan araçla otoyolda seyreden bir diğer araç arasında aynı hızlarda seyrederek sürüş yapılmamalıdır. Aniden araçların bir sebeple ve kendilerine en az risk olarak gördüklerinden öncelikle sizin üzerinize kırabileceklerini asla unutmayınız. Trafikte diğer araçların yanında değil, önünde yada gerisinde kalarak sürüş yapınız ve hızınız daima trafikten %10-15 daha fazla olsun. Bu durum aslında motosikletlere gelişmiş ülkelerde neden en üst hız sınırının verildiğini çok iyi açıklamaktadır. Tabi buna ilaveten birde motor sürücülerinin iklim ve kirli hava şartlarından araba sürücülerine göre çok daha fazla olumsuz yönde etkilenmeleri vardır. Yani sağlıkları bu yönden de daha fazla risk altındadır.

Kendinizi çeşitli durumlarda rahat hissettiğiniz hızlar nedir?

Mesela aniden önünüze bir taş çıktı. Hızınız kontrayı bu engeli tam aşacak oranda basmanıza uygun ve bunu rahatça yapabileceğiniz bir hız mıdır? Yada aniden önünüze kıran bir minibüs yada arabaya karşı paniklemeden maksimum fren yapabileceğiniz bir hız mıdır? 150 km de gidiyorsanız bu hız sizin maksimum frenlemeyi paniklemeden yapabileceğiniz bir hız mıdır? Hiç bunun talimini yaptınız mı? Karşınızdaki dönemece giriş süratiniz dönüş ortasında kasılmadan ve hız kesmeden tamamlamanızı rahatça sağlayabileceğiniz bir hız mıdır? Kendinizi eğitimlerle hangi sınırlara kadar yükselttiğinizi biliyor musunuz?

Yol şartlarına göre de hız vardır. Parke taşlı bir yolda düz bir asfaltta giderken ki ani gazlamaların nelere sebep olacağını biliyor musunuz? En hafifinden motora zarar ve en kötüsü kafa salınışını başlatması. Tabi motorunuzun bir racing yada enduro olmasına göre de parke taşları üzerinde seyrederken kendinizi rahat hissedebileceğiniz hız limitleriniz farklı olacaktır.

Grup halinde toplu sürüşler sırasında yapılan tempolu sürüşlerde de acaba grubun hızı sizin kendinizi rahat edebileceğiniz bir hız mıdır? Bunu bilerek mi o gruba katıldınız? Grup içinde liderin hızlanmasıyla açılan araların arkadaki sürücülere doğru yoyo etkisiyle nasıl açıldığını ve geriye doğru her bir sürücünün kapatması gereken aranın liderin hemen arkasındakinden geriye doğru ne kadar daha fazla büyüdüğünü biliyor musunuz? Eğer biliyorsanız birde bunun sizin rahatlıkla sürüş yapabileceğiniz hız sınırında olup olmadığını da biliyor olmalısınız.

Bunların hepsi eğitimle olur. Tek başınıza öğrenemezsiniz ama öğretenlerinde gerçek eğitmenler olması şarttır. Sadece okuyarak öğrenmek mümkün değildir. Ciddi bir kuruluştan temel bir eğitim almak ve sonra ehliyetli olarak trafiğe alışırken yine parklarda veya boş güvenli alanlarda dönüş gibi, maksimum frenleme gibi, ani durum kıvırmaları gibi çalışmalarla devamlı kendinizi geliştirerek kondisyonda tutmanız gerekir. Motosiklet sürüş eğitimi hayat boyu süren bir gerçektir.

Gözlerinizi en son ne zaman kontrol ettirdiniz?

Bakış ve hızın baktığınız alana bağlı olarak daha hızlı yada daha yavaş da algılanabileceğini biliyor musunuz? Baktığınızı görüyor musunuz? Yoksa başınız dumanlı mıdır? Zihinsel olarak çevrenizdeki olaylara ne kadar iyi konsantre olabiliyorsunuz? Hızınız sizin zihinsel yoğunlaşma ve baktığınızı görebilme(hiçbir objeye 2 saniyeden fazla odaklanılmamalıdır) yeteneğinize uygun mudur? Burada da rahat mısınız? Tembel göz vardır, astigmat vardır bunlardan düzenli olarak tıbbi kontrolden geçiyor musunuz? En azından birkaç senede bir!

Yeteneklerinizi geliştiriniz. Kurslar size bir yön verebilir ama sizi geliştiremez. Sadece yolu gösterir ve siz orada gösterilenleri geliştirmek ve kendinizdeki çıtayı kendiniz yükseltmek durumundasınız. Aksi takdirde şu veya bu kursa bir iki gün katıldım ve şu veya bu sertifikayı aldım diyerek sahte bir güvenlik ve üstünlük duygusuna kapılırsanız vay halinize. Lütfen sapla samanı birbirine karıştırmayınız.

Özetlersek: Hız kişinin gerçeği algılaması ve fiili şart ve durumlarla bağlantılı bir duygudur. Bunun her vasıta için ve her durum için ana hatları, riayet edilmesi gereken sınırları vardır ama bu sınırlar içinde kişi kendini geliştirebilir. Bunun içinde eğitim öncelikle temel eğitim şarttır onun ötesinde siz sürüş yaparak, okuyup araştırıp önce zihnimizde olayın tekniğini resmederek ve sonra gerçek ileri seviye eğitmenlerinin(anlattıklarını kendisi de yaşayarak hissetmiş kişiler) ve/veya sürüşte uzun yıllar tecrübeli güvenilir kişilerin mümkünse ücret/bağış talep etmeden yön göstermesiyle, talimler yapmak suretiyle en iyi şekilde motosiklet sürücüsü olarak sürüş çıtanızı ve hız limitlerinizi, yani rahat olduğunuz sürat temponuzu yukarı yönde geliştirirsiniz. Her şey basamakların birbiri ardından çıkılışı gibi sırasıyla geliştirilmelidir.

5 Aralık 2008 Cuma

SORULARLA FREN EĞİTİMİ

1. Hangi fren daha etkilidir?

Ön fren durdurma üzerinde daha etkin yol oynar. Yüzeyin durumuna bağlı olarak sert duruşlarda %60 ile 80 arasında değişen durdurma gücünü sağlar. Fren yapıldığında sürücünün ve motorun ağırlığının çoğu öne kaydığından bu durum oluşmaktadır. Yolda yürürken ayağınızın bir tümseğe takıldığı anı düşünün. Ayak orada sabitlenir ama bedeninizin üst kısmı ivme etkisinde ileri doğru hareketine devam eder. Bu gidişatı durduramazsanız neticede yüz üstü yere kapaklanırsınız. Motosiklette bu durum fren yapılmasıyla ön tekeri yere doğru bastırarak yol tutuşunun güçlü olmasını sağlar.

2. Ön freni sert sıkarsanız ön teker kayar mı?

Hayır. Ön teker eğer ön freni kazıklarsanız kontrol edilemez şekilde kayar ve sizi yere indirir. Eğer ön freni kademeli olarak uygularsanız ön teker kayabilir ama kontrol edilemez değildir.

3. Arka frene sert basılırsa arka teker kayar mı?

Ağırlığın çoğunun öne kaydığı düşünüldüğünde arkanın yere basma basıncı azalmış ve doğal olarak kilitlenip kayması kolay olacaktır.

4. Arka teker kaymasını nasıl kontrol ederiz?

Bu kolaydır. Bakışlarınız ufka doğru ve gitmek istediğiniz yerde olsun. Bu sizin kaymanızın kontrollü bir şekilde çok fazla yanınıza gelmeden olmasını sağlayacaktır. Temel ve acil durum frenleme teknikleri sürekli trafiğe kapalı alanlarda talim yapmaktır.

5. Fren yapmak doğal bir yetenek midir?

Frenlemek, diğer sürüş teknikleri gibi öğrenilen bir tekniktir. Doğal bir yetenek değildir. Bunun anlamı sizin bu tekniği acil bir durum karşısında doğal bir refleks halinde yapabilmeniz için yeterince talim yapmış olmanızın gerektiğidir. Yeterince talimli olmayan kişilerde acil bir durum karşısında kasılma ve hiçbir şey yapamama durumları söz konusudur. Bu yüzden talim çok önemlidir ve bu günlük sürüşlerle kazanılan bir refleks değildir.

6. Özel bir frenleme tekniği var mıdır?

Evet, kademeli fren yapma tekniği. Sürücü frenlemeyi kademeli olarak, adım adım uygular. Bu kademeler sürücüye bir ön görü sağlar, frenlemenin gidişatına göre kestirme ile ayarlamalar yapılır.

7. Acil durum karşısında ön ve arka fren uygulamasını kademeli mi yapmamız gerekmektedir?

Tartışmaya açık bir konudur.Bazı tecrübeli sürücüler acil durumdaki paniğin sürüş yeteneklerinizi kısıtladığını hatırlatmaktadırlar. Onlar arka freni önü kaybetmeden mükemmel bir şekilde uygulayabilmektedirler ancak sıradan sürücüler bu durumlarda genellikle tek fren üzerinde konsantre olabilmektedirler. Bu nedenle eğer siz bir yarışçı seviyesinde sürücü değilseniz tek fren üzerinde konsantre olmanız tavsiye edilir. Buda ön frendir. Eğer önü kazıklayıp kilitlerseniz kaza kaçınılmazdır.

Eğer her iki frene birden konsantre olmaya çalışırsanız genellikle iki freni de verimsiz kullanırsınız. Bir kerede her iki frene birden konsantre olmak mümkün olmaz. Bu yüzden de durdurma gücünün %80 ni sağlayan ön fren üzerinde konsantre olunuz. Acil durumda arka freni sert uygulayın ve kaymak istiyorsa bırakın kaysın. Bu şekilde siz ön frende neler olup bittiğine konsantre olabilirsiniz.

8. Bu durumda arka freni nasıl kullanacağım?

Uygulayın ve unutun. Gerekiyorsa bırakın arka kaysın. Ön freni kademeli olarak kullanarak daha fazla durdurma gücünü dizginleyiniz. Yaşamınızı bu kurtaracaktır.

9. Kademeli fren uygulamasını öğrenmek zor mudur?

Talimlerle yapıldıkça bir zorluğu yoktur. En iyi yol ön frende dört kademeli usulle başlamaktır. Daha sonra kademe sayısını artırarak fren yapma alışkanlığınızı daha iyilere götürebilirsiniz.

10. Dört kademeli frenleme nasıl yapılır?

İlk kademe için, ışıklara yaklaşmakta olan bir sürücü düşünelim, ilk kademe ışıklar sarıya dönünce uygulansın. Amaç hafifçe hız düşürmektir.

İkinci kademe sarı ışıklara yaklaştıkça biraz daha basınç uygulamasıdır. Yani ikinci kademede ışıklara gelince düzgün bir duruşun sağlanacağı basınç uygulanır. Yani motorun lastik gıcırtılarına sebep olmadan ama durmak için yapılan bir sıkma seviyesidir. İlk kademe balataların diski sıkmağa başladığı ölçü kadar ve arkasından ikinci kademe, duruş için ama düzgün ve sessiz bir duruşa yetecek kadar basınç uygulaması. Durma noktası ışıkların olduğu nokta.

Üçüncü kademe sürücünün acaba turuncu(sarı) ışıkta durmak iyi fikir mi diye duraksadığı andır. Bu ana kadar aslında durmak için sert fren yapmak mecburiyetindeydi. Bu yüzden ilk kademeyi uygulayarak balataları diskle buluşturur ve arkasında durmasına yetecek sıkılıkta ikinci kademe ve sonra daha sıkı olarak üçüncü kademe sıkışını ardışık olarak gerçekleştirmek.

Dördüncü kademe de sürücü turuncuda(sarıda) durmamayı düşünürken ışığın aniden kırmızıya dönmesidir. Bu durumda sürücü fren olarak ne varsa ortaya koymak zorundadır. Ön freni ilk kademeye sıkar, ikinci kademenin sıkı ama düzgün sürüşüne geçer, sonra üçüncü kademenin daha kuvvetli sıkışı uygulanır ve en son ne varsa ortaya konurken bu kademeler arasında boşluklar oluşturmamağa dikkat edilir.

11. Eğer ne varsa ortaya koyarsanız bu son kademede ön fren kazıklamayacak mıdır?

Olasıdır ama bu son kademeye gelinceye kadar uyguladığınız önceki kademeler ağırlık transferini tamamlamış ve ön tekerin kayma meyili hissedilir ve kontrol edilebilir hale gelmiştir. Bu durum ağırlık transferi tamamlanmadan yapılan kazıklamayla olan kayma gibi kontrol edilemez değildir. Dört kademeli fren yapma tekniğinin doğru kullanımı ile önün kayması kontrollü olarak, motorun dik konumda ve düz gider vaziyette tutulması kaydıyla, yapılabilir. Biraz kayar ve siz biraz gevşetirsiniz tekrar ön teker dönmeğe başlar yine kayar ve sizin kontrolünüzde yeniden dönerek devamında duruş sağlanır.

12. Ön teker kilitlenip kalırsa ne olur?

Düşersiniz.

13. Acil frenleme tekniğinde ne kadar iyi olunabilir?

Usta sürücüler ön frendeki kaymayı kontrol edebilirler. Bunu ön fren üzerindeki baskıyı dönmeyi tekrar sağlayacak oranda yaparak sağlarlar. Bu elbette yüksek seviyede el hassasiyeti isteyen bir tekniktir. Bunun yolu da talimden geçer. Eğer sürücü adayı yeterince ustalaşmışsa zaten ön tekerin kilitlenmesine yakın oluşan ön teker sarsıntısını hissedebilecektir.

14. Lastikler kabak ise ne olur?

Dişsiz lastikler daha iyi yol tutar ancak pürüzsüz yüzeyli yarış pistlerinde. Yollarda ise bu mükemmel yüzey şartları olanak dışıdır. Dişler yol yüzeyinde ki birikinti çakıl, mıcır su gibi elemanları süpürüp temizleyici bir işlev görür. Lastik dişleri yol yüzeyindeki yabancı atıkların çoğuyla baş eder. Mazot, yağ, yoğun çamur ve ıslak boya hariç. Buna karşın kabak lastikler hiçbir yabancı maddeyle baş edemez ve kaza komşunuz olur.

15. Kaygan yüzeylerde nasıl fren yapılır?

Dikkatlice ama ürkekçe değil. Gözlemek anahtardır. Eğer altınızda ne var bilirseniz kumaşı ona göre biçersiniz. Gözlerinizi yol yüzeyinden ayırmayınız. Eğer kaygan bir yüzeyi sert ön frenleme ile geçerseniz ön teker kazıklayabilir. Bu sebeple de kavşaklarda ışıkları takip etmeden sarı ışıkta frenleme zamanını kaçırıp kırmızıda sert fren yapmak zorunda kalan sürücüler genellikle kavşağın ortasına çıkarlar.

Beyaz yol çizgileri üzerinden geçerken, bilhassa kavşaklarda sık olan bu durumda çizgi üzerinde fren sıkılı olmamalıdır. Bu düşme nedenidir. Bu hat ayrım çizgileri hem çok kaygandır hem de yükseltileri darbe verir tekere. Sürücü ön tekerin kayıp kontrolden çıkmasıyla panikler ve kasılır. Neticesinde de motorun gidiş yönü yere doğru döner.

Mıcırda fren yapma teknikleri de bunun gibidir. Yani boyalı ıslak yüzeyler gibidir usul, ancak daha dikkatli olunması gereken bir durumdur. Gözlemlerin daha dikkatli yapılması gerekir.

Frenlemeye gereğince erken başlanmalı, dik konumda ve düz hatta iken fren yapmanın başlatılmasına dikkat edilmeli, her iki freni de kademeli basınç artışıyla kullanmalı ve kilitlenme sinyali alındığında karşı hareket için lastiklerden gelen sesleri takip ederek, iyi anlamalıyız.

Yatmış vaziyette mıcırda fren kullanımı çok tehlikelidir. Ayrıca döküntülerde, yamaç ve ağır kamberlerde frenler yine daha dikkatli olarak uygulanmalıdır.

18 Nisan 2008 Cuma

MAKSİMUM FRENLEME

Acil durum frenlemesi maksimum frenleme yapmak demektir. Amaç en kısa sürede motosikleti durdurmuş olabilmektir. Maksimum frenleme sadece motosiklet dik durumda ise yapılır.

ACİL FRENLEME

Gazı düzgün bir şekilde kesiniz, çok ani bırakmayınız.
Ön freni düzgün şekilde sıkınız, boğarcasına sıkmayınız.


Eğer çok ani gazı keser ve ön freni ölüm sıkışı gibi kaparsanız öne o kadar ani ve çok ağırlık gider ki ön amortisörler dibe vurur. Bu lastik yol tutuşunu olumsuz etkiler ve şase kontrolü kaybolur. Arka teker yerden kesilebilir bu da denge problemini getirir. Tabi bu arada amortisörler dibe vurduğundan karşılaşılacak bir engel için ilave emiş payı kalmaz ve yol tutuşunun kaybolması olayı olabilir. Düz hatta bu durumda lastikler kaymaya başlarsa durma mesafeniz artar.

Kendinize güven ve tam kontrol için talim şarttır. Bunu yapmak içinde kendinize güvenli, trafiğe kapalı boş bir alan bulunuz.

Tavsiyeler:

Erken frenleme noktaları ile başlayın. Bu dönemeçlere hızlı yaklaşımlardaki stresi de alır.

Ön freni maksimum ama düzgün bir şekilde ardışık çoğaltma ile sıkınız. Ön tekerinizin kilitlenme noktasını hisseder duruma gelmeniz gerekir. Arka tekerinizin de yerden kesilme noktasına gelmesini hisseder duruma gelmeniz gerekir.

Frenleri dönemeçlere yatmadan evvel süspansiyonların hareket mesafelerinin %50-70 oranına gelmesini sağlayacak kadar önceden bırakmış olmanız gerekir. İlk sıkışta frenler süspansiyonları neredeyse sonuna kadar bastıracaktır.

Ön freni bırakışınız sıkışınıza göre daha yavaş olmalıdır. Bunun için talim yapınız. Bu ağırlık dağılımının ön arka üzerinde daha eşit gerçekleşmesini sağlayacaktır. Yine ön süspansiyonların şasiyi sarsacak hızda geri sekmemesini(açılmamasını) sağlayacaktır. Aynı zamanda da ön lastik yer temas alanının çok yüklenmeden dolayı dönüşe yatma ile kaymaya başlamasını önleyecektir. Ön teker bir kere yeri bırakınca maalesef genellikle sonuç çok ani bir şekilde önce omuzların yere sürtünmesi ve sonra kaksın sürtünmesi ile oluşan ölümcül vakıalardır.

İz frenlemesinde(frenlerin 2/3 oranında apekse kadar basılı tutulması) frenlerin sert kullanımı yol tutuş kaybı ve kaza demektir. Benim yaşadığım bir tecrübe ise çok ani bir şekilde savrulma ve göz kararması, dizimdeki acı ve biraz sonra çevredeki ''çok kötü düştü, ambulans çağırın, bu aletler çok tehlikeli zaten'' sesleri idi. Yani kısacası dönüşe geçerken ve dönüş boyunca ön teker yer tutuşunu kaybetmesi çok kötü sonuçlar verir. Hele dönüşe gaz kapalı ve ön frenle giriyorsanız burada ön tekerin yer tutunması çok kritik bir noktadadır. Dikkatli olunuz.

Usta bir sürücü 50 km hızda bir motoru 9 metrede durdurabilir ama bu 100km hızda 35 metreye çıkar. 200 km de 150 metreye çıkar. Yani hız artışı ile paralel bir duruş mesafesi oranı yoktur. Hız arttıkça duruş mesafesi hızın karesi ile orantılı olarak artar. Önemli olan hangi hızlarda ne mesafede durabileceğinizi biliyor olmak ve bu hızlarda frenleme talimleri ile ustalaşmış olmanızdır.

Her zaman geçerli iki kural vardır:

1. Limitlerinizi aşmayınız.
2. Eğer aşarsanız mutlaka düşersiniz.


Frenleme hataları:

Frenleme hataları genellikle lastik izlerinden kendisini belli eder. Mesela yan yoldan çıkan bir kamyonete yandan vuran bir motorcu genelde arkasında koyu bir lastik izi bırakmışsa bu frenleme hatası demektir. Burada kamyonet şoförü dikkatsizlikle suçlanacaktır ancak yerdeki bu uzun iz aslında motor sürücüsünün arka freni kilitlediğini ön freni devreye gerektiği gibi sokamadığının göstergesidir.

Kazalarda yaralananlar çoğunlukla motor sürücüleridir bu yüzden bir motor sürücüsünün bu gibi acili yet arz eden durumların üstesinden gelebilmesi için ustalaşması gereken tekniklerin başında agresif bir tarzda maksimum fren yapma tekniğinde ustalaşmış olması gerekmektedir. Bu motorun kontrolünü kaybetmeden ihtiyaç olduğunda yapılması zorunluluk olan bir frenleme şeklidir.

Fren sistemleri her geçen gün daha güvenli hale getirilmektedir ancak insan faktörü ilk önemli faktör olmağa devam edecektir. Frenleme işleme sürücünün ustalığı yanında farkındalılığının da olmasını gerektirir. Eğer tehlikenin zamanında farkına varmaz ve frenlemeye başlamazsanız en gelişmiş teknikler bile sizi kurtarmaya yetmeyecektir. Ve eğer frenleri doğru şekilde kullanamazsanız motorunuzu en kısa mesafede durduramazsınız.

İnsan beyni acil durumlar karşısında garip davranır. Önce otomatik olarak kaçınıcı hareketi yapar sonra bu olay üzerinde düşünür. Önünüze doğru kendi soluna dönüş yapmakta olan bir taksi ile karşılaştığınızda veya bir gelişigüzel gezinen bir kamyonla yüz yüze geldiğinizde bir sonraki hareketinizin ne olacağını size alışkanlıklarınız dikte ettirecektir. Evet, siz ön freni öncelikle kullanma alışkanlığınız olan bir sürücüyseniz bu durumda önce ön freni çekip sonra düşüneceksinizdir. Yada siz sadece arka freni kullanmak gibi bir tembelliği alışkanlık haline getirenlerdenseniz, büyük ihtimalle sadece arka fren basacaksınız ve kazadan sonra olay hakkında düşünecek ve ön freni kullanmayı unuttuğunuzu hatırlayacaksınızdır.

Yani fren sistemleriniz ne kadar güvenli olursa olsun sizin bir sürücü olarak doğru fren yapma alışkanlıklarını önceden temel eğitim kurlarında edinmiş olmanız şarttır. Meşhur Hurt raporunu hazırlayanlar; sınırsız görüş olan otobanlarda dahi her zaman ön fren elciğini kavrayarak mı sürüş yapılmalıdır?, sorusuna şu cevabı vermekteler: Bu tip otobanlarda olan bir çok motosiklet kazası üzerinde yapılan çalışmalar, incelemeler kazaların yanlış giden bir şey olmadığını düşündükleri ve herhangi bir tehlike beklemedikleri, rahat hissettikleri anlarında oluştuğunu göstermektedir.

Şunu da unutmayalım ki en kısa mesafede duruşu her iki frenin birlikte tekerleri kilitleme noktasından hemen öncesine kadar olan seviyeye kadar, maksimum sıkılmasıyla sağlanır. Ve eğer ABS var ise siz bu durumda ABS nin harekete geçip devreye girmesinden hemen önceki noktaya kadar sıkılması demektir. Daha fazla sıkıp ABS sistemini devreye sokarsanız bu seferde duruş mesafeniz uzar. Evet, ABS tekerlerin kilitlenip kaymasını önlemek içindir ama devreye girmeleri aynı zamanda duruş mesafenizin de uzaması demektir. ABS sistemini devreye sokmadan daha kısa mesafede duruş yaparsınız.

İdeal olan çabuk duruş:

Şehir içi ana arterlerde sürüş yapıyorsunuz ve bir tehlike varlığının üzerinize gelmekte olduğunu gördünüz. Önce arkanızı kontrol edin, kuyruğunuza takılan(çok yakın takip de olan vasıtalar) var mı? Takibe bir vites küçülterek süratinizi 20km kadar düşürürken ön freni de hafifçe sıkınız. Bu 20km hız kesme olayı sizin çabuk duruşunuz esnasında sizin frenleme mesafenizi yarıya indirecektir.

Şehir içindeki kavşaklarda önünüze doğru kendi sollarına dönen vasıtalar karşısında sıkı frenleme çok önemlidir. Genellik sürücü sizi fark etmemiştir ve önünüze aniden kırar. Siz debriyajı çekin, gazı çevirip kapatın ve her iki frene birden basın. Burada arka frene öne kıyasla çok az oranda daha hafif olmanız tavsiye edilir. Ön freni de sıkarken sıkma basıncını kademeli olarak yükseltin. Motor öne doğru basınca arka freni biraz gevşetin ve ön frendeki sıkma kuvvetinizi artırarak kilitlemeden bir önceki sıkma noktasına ulaşın. Sola dönüş yapan vasıta şu an önünüzde olsa motorunuzu dik konumda tutun ve ileriye bakar şekilde yönlendirin. Bu arada dizleriniz tankı sıkıca tutuyor olsun ve gözleriniz çarpışmadan hemen önceki durmak istediğiniz noktaya odaklansın.

Sürüşün son yarım metresinde ilk vitese geçmiş olunuz ve arkanızdan size çarpacak bir tehlikenin olup olmadığını aynalarınızdan kontrol ediniz. Motoru duruş anına getirdiğinizde sağ ayağınız hala arka fren üzerinde olarak ve sol ayağınız yere basılı durumda olsun. Yolunuzu kesen vasıta yoldan çekilir çekilmezde debriyajı bırakıp yola devam ediniz. Trafiği bloke eder durumda ortada salakça durma alışkanlıklarınız olmasın. Büyük kaza atlattım derken arkadan alabileceğiniz beklenmedik bir darbe her şeyi boşa çıkartır.

14 Nisan 2008 Pazartesi

FRENLEME ÜZERİNE

Bir zamanlar pistlerde fırtına gibi esen yarışçılar şöyle derlerdi: Tanrıyı görene dek bekleyin ondan sonra fren yapın. Onlar o zamanlarda bilinçten çok cesarete inanan sürücülerdi.

Frenlemek, fren yapmak nedir?

Kısaca aracınızı belirli bir noktada belirli bir sürate getirmektir.

Bu kırmızı ışıkta durmak da olabilir dönemece giriş hızınızı 60 km/saat hıza düşürmekte olabilir.

Normal frenleme bazen sadece gaz kolunun kapatılması ile de yapılır. İnişlerde vites küçültülerek motor basıncından faydalanarak da yapılır.

Acil durum frenlemesi dediğimiz aslında maksimum frenleme olan durumda ise amaç bir an evvel durmaktır. Tamamen farklı bir olaydır.

Yüksek hız sürüşlerinde kullanılan spor motorlar saatte 225 km hıza çeyrek milde ulaşırlar ve bu mesafenin yarısı mesafede de durabilirler. Frenleme ne kadar geç olursa o kadar iyidir diye bir yanılgı vardır. Geç frenlemeye başlamak her zaman size sorun getirecektir. Geç kaldığı için panikleyerek adeta frenleri boğarcasına sıkan bir sürücü dönüş noktasını geçmeden doğru vitese geçme işini de aceleyle motorunu patlatırcasına yapacaktır.

Doğru zamanlamak çok önemlidir. Sonrada eliniz piyano çalarcasına rahat ve yeterince çabuk olmalıdır. Önce ön freni yoklayınız hafifçe, ön çatal oturduktan sonra daha sert sıkınız ve bunu ayak freni ile aynı hassaslıkla takip ederek en kısa zamanda istenilen hıza düşünüz. Her iki frenin birden kullanımı en kısa mesafede duruşu sağlar bu nedenle de acil durum frenlemesi her iki frenle ve ancak motor dik konumda iken yapılabilir.

Normal frenlemede anlaşılması gereken çok önemli bir konuda beden ağırlığınızın motorunuzun üzerindeki yer değişimidir. Gaz verildiğinde ağırlığınız arka tekere yönelir, arka süspansiyonlar çöker ve bu çöküş kadar daha arkaya doğru ağırlık transferine zemin hazırlar. Fren yaptığınızda ise ağırlığınız öne doğru kayar ve sıkışan ön süspansiyonlar lastiği yola daha iyi basar ve tabi tutunma güçlenir. Halbuki gaz verildiğinde arka bastığı için arka tekerin yol tutunması güçlenmekteydi. Siz gazı kapatıp fren yaptığınızda ön fren yeri daha iyi tutacak ve arkasından hemen gelen arka frenle de motorunuzun yanallaması engellenecektir. Tabi durdurmaya da katkısı olacaktır.

Frenleme esnasında kendinize güveniniz ve bedeniniz üzerindeki kontrolünüz tam olmalıdır. Soğukkanlı olun, panik kaza demektir. Öyle kontrollü olun ki zihniniz son ana kadar kumandaları düzgün ve etkin kullansın. Özellikle acil durum frenlemesinde talimler yaparak ustalaşınız. 150 km/saat hızdan geriye bile bu frenlemenin talimi yapılmış olmalıdır. Tabi önce düşük hızlardan başlayınız.

Talimlerinizde ilerledikçe yol çizgileri üzerinde, kasisler ve kaygan zeminlerde de talimler yaparak iyice ustalaşınız. Frenlemede eliniz öyle ustalaşsın ki kaygan bir zeminde bile tekerleri kilitlemeden kullanabilecek durumda olsun.

Şayet ön freni aşırı sıkıp ön tekeri kilitlerseniz freni bırakıp hemen tekrar sıkın ama fren kolunu katletmeyin sanki bir kuşu avucunuzda tutar gibi kontrollü sıkın, kuşun kaçmasına izin vermeyecek kadar sıkı ama hayvanı ezip zarar vermeyecek kadar gevşek.

Arka frene aşırı basıp arka tekeri kilitlerseniz freni sakın hemen bırakmayın ve ters yönde kontra basarak motorun yönünü istenilen tarafa(ön tekerle arkanın aynı yöne yönlenmesi) çevirip hızınızı yürüyüş hızlarına düşürene kadar da öylece tutunuz. Aksi takdirde motor sizi bir mancınık gibi üzerinden atar ve sonra üzerinize düşer.

Chopper tipi motorlarda Photobucket arka fren önce kullanılmalıdır. Ön fren daha sonra ve daha ikincil planda olmalıdır. Bu motorlarda kafa açısı fazla olduğundan sert ön fren boyun bükme denilen gidonun kendi ekseni etrafında katlanmasına neden olabilir. Metodolojik olarak sıralarsak:
1. Gazı tam kapatıp arka frene basın
2. Motoru olabildiğince dik konuma alıp beden ve kumandalar üzerindeki uzuvlarınızın pozisyonunu duruma göre ayarlayın
3. Debriyajı ve ön freni birlikte çekin
4. Vites küçültmekle uğraşmayın bu zaman kaybı dolayısıyla da geç durma yada sürati istenilen alanda yeterince düşürememe demektir.

Son olarak lastik patlaması durumunda patlamış, inmiş lastiğin freni kullanılmaz.

19 Temmuz 2007 Perşembe

ACİL DURUMLARDA ZAMAN FAKTÖRÜ

Motordaki sürüş teknikleri içinde temel iki esas olan kontra basma(kıvırma) ve acil durum frenlemesi olmazsa olmaz güvenli sürüş zaruri becerilerindendir. Bazense öyle durumlar vardır ki acil freni bırakıp kontrayı bilinçli olarak basarsınız ve motor yatarak yerde sürüklenmeye başlar. Sizde onunla beraber tabi(umarım altında kalmazsınız). Buna İngilizce bir terim olan low-side yani alt taraf denir. Sürücünün devrilen motorun devrildiği tarafta kalması durumu olarak tarif edilebilir. Bu durum o kadar tehlikeli olmamakla beraber motorun altında kalmamaya çok dikkat edilmesi, motorun düşüş anında ne zaman bırakılacağının iyi bilinmesi gerekmektedir. Genellikle motor parçalarının yere sürtünmeye başlaması ile arkanın açılmasını hissettiğiniz anda ki büyük ihtimalle ön tekerinde aksi yönde kaymaya başladığını hissedersiniz, işte o anda motoru bırakarak alt taraftaki bacağınızı motorun altından derhal çekiniz. Kayma esnasında başınızı koruyunuz, dönmeyiniz, ayağa kalkmağa çalışmayınız gevşek bir şekilde ama eklem yerlerinizin dönmesine izin vermeden kaymaya kendinizi bırakınız. Motoru bıraktığınız için sizden önde gidecektir. Güvenlik donanımlarınız yeterli değilse asfaltla olan sürtünmenizde bedeninizden epey bir şeyleri kaybedebilirsiniz. Ve şayet derinizin altındaki kayba uğrayan et fazla ise birinci derece yanıklarla aynı etkiyi yaparak hayatınızı kaybetmenize sebep olabilir. Motora her zaman sanki düşecekmiş gibi giyinip binin, hiçbir şey olmayacakmış gibi değil. Bir başka zaman ve durumda ise motoru hiç yatırmadan çarpma anına kadar soğukkanlı bir şekilde acil durum frenlemesi yaparak çarpma hızının minimuma düşürülmeye çalışılması gerekir. Bu durumda çarpacağınız bir araçsa lastiğine vurmaya çalışılmalı(jantına değil siyah lastik kısmına), üzerinden uçabileceğiniz alçak bir bölümüne vurmaya çalışmalıdır. Bu durum kontra basıp kıvırmayla kurtulamayacağınız kadar kısa bir mesafe varsa tercih edilmelidir. Şayet gerekli kurtarma mesafesi yokken motoru yan yatırırsanız fren devre dışı kalacağından çapma hızınız daha fazla olacaktır.

Bu iki stratejiden hangisini seçeceğiniz o anki duruma ve tamamen sizin inisiyatifinize kalmıştır. Allah kimseyi böyle bir seçim yapmak zorunda bırakmasın diliyorum. Ama bir gün gerekirse siz kontra tekniğinde ve acil durum frenlemesinde usta olmalısınız ve kaskınızla diğer koruyucu donanımlarınızın tam olması gerekir. Tabi bunlarında yetmeyeceği durumlar olabilir. Daha doğrusu vardır. Zaman faktörü.

Zaman faktörü nedir?

Los Angeles deki kaza yapan 900 motor üzerinde yapılan incelemede çarpışma sürecinin başlaması ile(önünüze karşı yönden dönüş yapan bir araç gibi-resimde verilmiştir) çarpışmanın olması anı arasında geçen zaman ortalama 1.9 saniyedir. Neredeyse aynı sayılabilecek Tayland da yapılan bir araştırma sonucu ise 2 saniyedir. Her iki araştırmada da sürücülerin ¾ ünde kazanın başlama anı ile fiili çarpışma anına kadar geçen sürenin üç saniyeden az olduğu görülmüştür. Şunu da unutmayalım ki sürücü olayın başlangıcını anında fark etmeyebilir. Sürücünün dikkatini çekmesi yarım saniye ile birkaç saniye arasında değişebilir.

Sürücünün dikkatini çekmesiyle reaksiyon süresi başlar. Kaza uzmanları sürücülerin çoğunun potansiyel tehlikeler karşısında ki reaksiyon sürelerinin 1 saniye ile 2 saniye arasında olduğunu söyler. Ortalama 1.5 saniye. Kontra basarsanız buna 0.5 saniye daha ekleyin. Tüm bu gecikmeler sizin önleyici aksiyonlarınızın çoğuna hiç zaman bırakmaz. Fiiliyatta sürücülerin %30 un hiçbir şey yapamadıkları görülmüştür. Çok usta bir frenleme bile sizin çarpışma anınızı geciktirmekten başka bir işe yaramayabilir.

Örnek: 50 km/saat hızla bulvara doğru gidiyorsunuz diyelim. Aniden karşıdan gelmekte olan dikkatsiz birinin kullandığı araç sola doğru sizin önünüze kırdı. Reaksiyon zamanı ve diğer anlatılan her şeyden sonra sizin 1 saniyeniz kalır. O anda arka tekerin havayı kalkması pahasına çok ustaca bir frenleme ile ortalama hızınızı 45 km/saat ten 25 km/saate indirdiniz. Bu size 10 metre kazandırdı. Frenleme yapmasaydınız bu takribi 10 metreyi 0.7 saniyede alacaktınız. Çok usta bir frenleme yapmanız ve çelik gibi sinirlere sahip olmanız size çarpışma anını eğer hiç fren yapmamış olmanız durumuna kıyasla ¼ saniye geciktirdi. Peki bu çok küçük gecikme araç sürücüsünün aracını sizin yolunuzdan çekmesine yetecek mi? Genellikle hayır. Zaten çok az sürücünün fren için 10 metresi vardır. Daha kötüsü böyle bir ölümcül durumla aniden yüz yüze gelen sürücüler frenleme ve kırmayı aynı anda yapmak gibi çok büyük bir hata yaparlar. Burada ister acemi olun ister usta devreye giren psikolojik faktör Tanrının huzuruna çıkmanızı sağlayabilir. Bu psikolojik faktörün adı İngilizce Pucker faktörüdür ve üzerinden gelinmesi çok zordur.

Öneri: Süper refleks ve yeteneklerinize, ustalığınıza güvenmek yerine böyle durumlara düşmeyi önlemeye çalışın. Bu sizi bir çok dertten koruyacaktır.

Nasıl Önlenir?

. Sürücülerin sizi görmesi için elinizden geleni yapın. Bu tip kazalara sebep olan araç sürücülerinin %90-95 i motosikleti görmediklerini iddia edeceklerdir. Tabi size isteyerek gelip çarptıklarını söylemiyoruz ama sizi fark etmeleri için ekstra bir yardıma ihtiyaçları olduğu kesindir. Selektör yapın, siyah yerine daha açık parlak renkler kullanın. Kasıtlı olarak motosiklete çarparak ölüme sebep olma vakaları sürücüler arasındaki münakaşalardan sonra olmaktadır. Biri arabada diğeri motor üstünde. Gerisini siz tasavvur edin.

. Ara yollar yerine ana yolları her zaman tercih ediniz. Orada önünüze aniden dönüşler daha zor olabilir.

. Şehir içi yoğun trafikte karşı yönden gelen araçların sizin hattınızı kullanmak isteyecekleri kavşaklardan geçerken araçların arkasında yada önünde değil yanlarında (kör noktalarında kalmadan- ön tamponlarına paralel) seyredin. Bilhassa geceleri bunu yapmanız güvenliğiniz açısından çok önemlidir.

. Potansiyel tehlikelerden uzaklaşın. Bir kavşağa yaklaşırken karşı yönden sola sizin önünüze kıracak gibi gelen bir araç gördüğünüzde görünürlüğünüzü artırmak için hattınızın en sağına kaldırıma doğru yanaşınız. Bu davranışınız karşı yönden gelen vasıtanın dönüşe başlama noktası ile sizin aranızdaki mesafeyi artıracaktır. Araç sürücüsünün sizi daha kolay görmesini sağlayacak ve daha fazla bir reaksiyon zamanı sağlayacaktır. Bu ustaca frenlemeden daha önemlidir.

. Diğer araç sürücüsünün sizi gördüğünü asla farz etmeyin. Araçtan bakışlarınızı ayırmayın ve sizi gördüğüne karar verdiğinizde ve yolunuzun ilerilerine doğru bakmaya başladığınızda biliniz ki o an aracın dönüş yapmaya karar verdiği an olabilir.

. Virajlı kanyonlarda dikkatli sürünüz ve gaz kesmeyi biliniz. O virajlardaki her ağaç ve bariyer ki bir çoğu virajların dekoru olmaktan başka işe yaramaz, çarpışma esnasında vücudunuzdaki tüm kemiklerinizin kırılmasına sebep olabilir.

. Kesinlikle alkol almayınız. Sürüşten önce alkol almakla kaza risklerinize artırıcı faktörler ekliyorsunuz demektir. Bir bardak bile içilmemelidir. Bir bardak bira bile kaza riskinizi hiç içmemiş birine kıyasla 40 misli artırır. İçkili sürücülerin baş kaza nedenleri yoldan çıkmaktır ki bu kaza şekli kafadan bir vasıtayla çarpışmaktan sonra gelen en tehlikeli kaza şeklidir. Çünkü yoldan çıktığınızda sizi bekleyen tehlikeler çok fazladır. Ağaçlar, kayalar, park etmiş araçlar, uçurumlar vs.

. Ana yollarda hat araları geçişleri gerekiyorsa yapın. Birinin sizi çok yakından takip ediyor olması pahasına kendi hattınızdan gitmek yerine trafik süratinin üzerine gereğinden fazla çıkmadan hat aralarından geçişler yapmanız daha güvenlidir. Bunu yaparken yanından geçeceğiniz aracın yan hattı boşsa dikkatli olunuz bilhassa araçların hızlı akan trafik taraflarındaki hatları boş olduğunda çok daha dikkatli olunuz.

. Yolunu kaybetmiş veya dikkati dağılmış sürücülere karşı sabırlı olunuz. Burada bekleyerek kaybedeceğiniz bir 10 saniye ile adres arayan veya 30 km süratle aniden park yerine girmeye kalkarken sizin onu gazlayıp geçme hamlenizle olabilecek bir kazada o aracın tekerinin bacağınızın üzerinden geçme süresi aynıdır. 10 saniye.

. Gürültülü egzozlara güvenmeyin. Karşı taraf sizi duyacağı kadar yaklaştığında her şey için çok geç olabilir. Kazalardan uzak kalmak konusunda kendinizi daha görünür yapın, daha duyulur değil.

. Ana yol kavşaklarındaki kavisli olarak dönemeç şeklinde inşa edilmiş tırmanan yada inen çıkışlarında motosikletinizi acil bir durum karşısında yatırmayınız. Bunun yerine acil durum frenlemesini kullanınız. Her iki freni de kullandığınızda saniyede 30-35 km hız kesersiniz. Bu zaman içinde frenleme yerine motoru yatırıp kendinizi yere bırakırsanız viraj kenarındaki alçak duvarlar sadece motorunuzu durdurur ve siz üzerinden aşağı uçarsınız. Böyle düşüşlerden sağ çıkan sürücü sayısı veya çok azdır.

. Gene bu tip ana yol çıkışlarından çıkış yaparken, bu yolların genellikle sonunda diğer bir ana yolla dik kesişir olacağını ve önünüzdeki aracın ani duruş yapacağını bilerek hızınızı önceden kesin ve yakın takip yapmayınız, kendinize de yakın takip yaptırmayınız.

. Tüm bunları kendinizde bizzat yaşayarak- şayet yaşarsanız- öğrenebilirsiniz ama bu şekilde öğrenmek yerine, başkalarının yaşadıklarından ders almak, bilgilenmek daha güzel, acısız ve tehlikesizdir. Motorculuğun karanlık taraflarını görüp hala yaşayanlara saygı gösteriniz.

. Genç sürücüler bir hedef seçip yola çıkarlar. Yaşlılar bir yön seçip yola çıkarlar. Unutmayın bir yere ulaşmanın en hızlı yolu gerekiyorsa gece yada gündüz mola vermektir.

MOTOSİKLET FREN TEKNİKLERİ

FREN

Fren yaptığınızda motorunuzun hareketinin oluşturduğu kinetik enerji ısı enerjisine dönüşmeye başlar. Kinetik enerji tamamen ısıya dönüştüğünde ise durma dediğimiz hadise vuku bulur. Peki ısı ne olur? İlgili mekanizmalarda zamanla havaya salınmak üzere toplanır. İşte fren yapma olayının fiziksel boyutu budur. Şimdi olayın sürüş ile ilgili boyutuna geçelim.

ÖN FREN Photobucket Photobucket


Her motosiklet için genel olan geçerli iki nokta vardır:

1. Ön tekeri kitlerseniz oyun sona erer.
2. Sert frenleme korkusu!


Değişik şartlarda aşağıdaki egzersizleri yapıp ustalaşmak şarttır.

. Yumuşak hareket
. Acil durum frenlemesi
. Islak ve kuru zeminler
. Motorunuz yüklü
. Yolculu sürüş

Şunu anlayınız:

Frenleri yeterince hızlı kavrayıp sıkınız ama en son noktalarına kadar kazıklamayınız, yumuşak-sert-yumuşak.


Frenler açıp kapatma düğmeleri değildir. İnce bir şekilde yumuşakça kullanılmalıdır. Bileğiniz yere paralel durumda elcik tutulurken fren kolunu kapmayın, parmaklarınızla nazik bir bayanın elini sıkar gibi sıkın.(Daha doğrusu sıkmayın parmaklarınızla okşar gibi ezin).Frenleri debriyajla birlikte kullanmayı adet haline getirin. Debriyajsız fren durma mesafesini uzatır. Bilhassa ön fren yapınca gazı tam kapamamışsanız, iki yâda tek parmak kullanımında yeterince usta değilseniz bu olabilir, arkayı patinaja sokarak kazaya sebep olabilirsiniz.

Şehir içi yoğun trafikte kullanırken iki parmağınızı sürekli fren kolu üzerinde tutun. Bu reaksiyon süresini kısaltır. Ancak iki parmakla ani fren yapınca gazın kapandığından emin olunuz.

Yarışlarda sert ve geciktirilmiş frenleme iyi bir tur zamanı için gereklidir. Ancak caddede ki normal sürüşlerde iyi bir fikir değildir. Eğer yarış pistinde yarışmıyorsanız zamanında fren yapıp istenilen sürate düşün. Takiben hafif bir gaz verme de motorun süspansiyonlar üzerinde yerleşmesine ve ağırlığın hafifçe arkaya kaymasına sebep olur. Asla trafikte arka tekeri kaydırarak daralan açılı virajlarda motorun burnunu çıkışa çabuk döndürmeye kalkmayın. Sadece kendinizin değil başkalarının hayatını da tehlikeye atmış olursunuz. Yarış pistinin zemini, kullanılan lastikler yarış için geliştirilmiştir. Normal caddelerin gözenekleri lastik, yağ ve mazot atıkları ile tıkanmış olduğundan tutma gücü azalır. Ayrıca yarış motorlarını soğuk asfaltta kullanmak kazaya davetiyedir.

Ön fren kullanma şartları:

Onları kapmayın, kapar gibi kavramayın, bu motoru dengesizleştirir ve süspansiyonlar dibe vurursa ön fren kilitlenebilir.

Motor dik durumda freni kullanın. Virajda yatmışken kullanmak motoru dik pozisyona getirir ya da ön tekeri kilitler.

Freni çok geç bırakmayınız.

Yumuşak ve kademeli artışla sıkmak yoldaki hedefiniz olmalıdır.

Freni yumuşak ve kademeli artışla istenilen noktaya bir kerede sıkın. Pompalama gibi hareketler yapmayın. Süspansiyonlar otursun, yerleşsin ve süspansiyonun yavaşça rebound (geri sekme-açılma) için sonunda freni gevşetiniz.

Şunu deneyin, 55km den yürüme hızına düşecek şekilde freni sertçe sıkın ve sonra tekrar debriyajı usulüyle bırakarak sürüşe devam edin. Eğer yukarıda anlatılan metotlara uyduysanız motor bu işlem sırasında sarsılmadan hareket ediyor olacaktır.

Dönemeçlerde frenleme:

Viraj dönmede anahtar hareket yaklaşmadan motorun süspansiyonlarının üzerine yerleşmiş olması gerektiğidir. Yani frenleme işini bitirmiş ve doğru hıza inmiş olarak dönemece giriyor olmanız demektir. Ağırlığınızın hafif bir gazla geri verilmiş olması demektir. Frenleri ani sıkma yâda ani bırakma, gazın veya debriyajın sert kullanımı, beceriksizce vites değiştirmeler lastiklere binen yükü değiştirerek motorun dengesini bozar. Ne olursa olsun ön ve arka süspansiyonların dengeli tutulmasına dikkat etmelisiniz.

Bir dönemece yaklaşırken frenlerin tek bir işlevi vardır; motorun doğru hıza getirilmesidir. Gidona dönemeç için kontra basmadan önce frenlemeyi tamamlamış ve hafif gazlamaya başlamış olmanız için iki neden vardır:

Süspansiyonun doğal durumuna gelmiş olması ve hafifçe arkaya doğru basılmış olması, hafif gazlama bunun içindir. Bu durum çatalların normal statik bükülmeleri veya hafifçe boşalmış olması halidir ki cadde kullanımı için ideal durum budur. Ön fren basılı ve ağırlık önde durumda çatallar basılmış olur, rake açısı azalır ve gidon ağırlaşır ve doğru tepki vermesi azalır. Bu durumda motor dikleşmeye ve dümdüz gitmeye çalışır.

Ön tekerin iki görevi vardır. Motora yön vermek ve motoru durdurmak. Normal süratlerde hafif frenlemelerle ve hafif yatış açılarıyla bu iş yapılır. Ancak sürat arttıkça ve siz daha fazla yatırma açılarını kullanmaya başladığınızda motoru yönlendirme görevi olan ön tekerdeki yükü arttırmaktasınız. Bu anda bir de frene basarsanız durum iki bileşenin lastiğin yolu tutma gücünü aşıp ya ön teker kilitlenmesi yada ön tekerin kaymasına sebep olacağı bir noktaya gelir. Bu durum kaza demektir.

Günümüz modern spor motosikletlerinin düzgün yüzeylerde ön tarafının viraj alırken kontrolden çıkması neredeyse imkansız gibidir ancak:

. Hala frenlerdeyseniz. (Frenleme devam ediyorsa).
. Aşırı yatırma açıları kullanarak dönüyorsanız. (Bu şartlarda iki lastikte tutmayı bırakabilir)


Viraj devam ederken motoru gazı kesmeden gerekli güçte tutmak önün yükünü azaltır ve motorun yönlendirilmesini kolaylaştırır ve arka tekerinde hafif sürüklenmesine vesile olarak dönemeçleri daha dar açıyla dönmenize imkân verir. Arkanın kayması zordur ancak siz:

. Yoğun bir şekilde arka freni basılı tutuyorsanız.
. Gaza fazla basıp tekere spin attırıyorsanız (kaygan zeminde güçlü motorları bekleyen, gazı çok sert kullanırsanız veya debriyajla dikkatli değilseniz oluşan durumdur.)
. Yatış açınız çok fazla ise veya zemin kaygan ise.


Genelde çok yüksek yatış açılarında ve zayıf yol yüzeylerinde bile arka teker lastiğiniz problemsiz yol tutmasını bozacak güçlerle baş edecek vasıftadır. Debriyajı yavaş bırakınız, şanzıman hızlanmak içindir, durmak için frenler kullanılır. Aşırı bir şekilde motor frenlemesi (kompresyon fren) yapmaktan kaçınınız.

Hızlı kullanımlar da frenleme gücünüzü ve durma mesafenizi dikkatlice hesaplayın. Yanlış hesaplarsanız sonunda kendinizi frenleme kuvvetinizi kademeli olarak artırıyor bir durumda bulabilirsiniz. Genelde bu durum çok sert ve maalesef çok geç frenlemedir. Zamanında fazla bir kuvvetle sıkmak, geç olarak fazla bir kuvvetle fren sıkmaktan iyidir. Hızlanmanız her zaman mümkündür fakat dönemeçlerin içinde yavaşlamak çok zordur.

Her şeyi yanlış yaptığınız durumlarda:

Genel olarak motoru boşta gider duruma düşürecek oranda gaz kesmeden motoru daha fazla yatırın. Bu esnada ağırlığınızı hafifçe arkaya kaydırmak ön tekerin yön verme işlevine yardımcıdır. Ayrıca hafifçe gazlamak motoru kaldıracağı için yatma mesafesini artırabilir. Ancak bunu uygulamak çelik gibi sinirler ister.

Motoru kaldırın, düz bir hatta frenleyin ve tekrar yatırın. Bu hareket toplam 1-2 saniyede tamamlanmalıdır. Bu usul tavsiye edilendir ama yeterince boşluk varsa belki zaten dönebilirdiniz.

Her iki freni de yavaşça sıkın. Ancak bunu yaparken çok dikkatli olun çünkü yatmış bir motorun lastikleri tutma güçlerinin çoğunu motoru döndürebilmek için kullanmaktadırlar.

Yarışlarda ön fren sertçe sıkılı ve arka teker adeta havada dönemece girilir(trail braking) ve arka fren apekse kadar kullanılır. Bu teknik sadece pist içindir. Lastikler ve pist yüzeyi özel bileşimlerden yapılmıştır. Karşı trafik diye bir olgu söz konusu değildir. Motorlar da özeldir ve sürücüler mükemmel zamanlama yapan profesyonellerdir.

Özetlersek:

Frenlere yumuşakça ve basıncı kademeli olarak artırarak basınız.

Frenlerin kilitlenmesi maksimum sıkmanın bir sonraki evresidir. Bu noktayı biliyor olmanız şarttır. Şayet ön freni kitlerseniz derhal bırakın ve hemen tekrar kilitlemeden sıkın. Arka freni kilitlerseniz iyice duruş süratine düşene kadar bırakmayın. Bırakırsanız high-side kazaya sebep olur.

Arka frende gereklidir ancak ona öncelik vermeyin. (Arka teker tambur fren olan veya rake açısı ve aks aralığı fazla motorlarda bu geçerli değildir.)

Frenleri bırakırken de dikkatli ve sıkma hızınızdan daha yavaş bırakınız. Süspansiyonların aniden boşalmasına ki bu ön tekerin geri sekmenin üzerinde boşalmasına sebep olur. Bu hareket motorun yönlendirilmesinde problem yaratır.

Ön fren sıkılı motoru döndürmek için bayağı güç harcamanız gerekir, ön freni bıraktığınızda da motor aniden döner ve dönemece girer. Buna hazırlıklı olunuz ve freni yavaşça bırakarak dönüşün yumuşak olmasına dikkat ediniz.

Tam gazla yâda ön fren sıkılı dönemeçlere girmekten sakınınız.

Fren kullanmadan gazı kapatarak süratinizi düşürdüğünüz durumlar sizin belli bir sürate inmenize yol levhalarının, işaret noktalarının çok öncesinde başlamanızı gerektirir. Bu durumda arkanızdaki araçların yavaşlayacağınızı tahmin etmesi çok zordur. Dikkat ediniz ve yavaşlamayı çok erkenden başlatarak durumu abartmayınız.

Lastik patlaması durumunda frene hemen dokunmayınız. Hemen gazı keserek motoru düz bir hatta tutmaya çalışınız. Servis yoluna girdikten sonra sağlam lastiğin frenini kullanarak durmaya çalışınız. Patlayan lastiğin freni kullanılmamalıdır. Bakışlarınız gittiğiniz yöne doğru olabildiğince ileride olsun.

ARKA FREN: Photobucket

Arka frenin önemi:

Ön frenin motor durma gücünün esasını teşkil ettiği doğrudur ancak arka freninde devreye girmesi daha düzgün ve daha kısa mesafede durmak demektir. Bazı durumlarda(dönüşlerde) gazı kesmek yada ön frene müracaat yerine arka freni kullanmak şase üzerinde daha az etki yaparak sizi dönüş hattında tutacaktır. Arka freni doğru kullanabilmek için pedalının doğru ayarlanmış olması gerekmektedir. Pedal rahat oturuş pozisyonunda iken ayağınızın birkaç milimetre altında olacak şekilde ayarlanırsa bu sizi garip oturma şekillerinden ve/veya kullanım zorluklarından koruyacaktır.

Dönüşe girerken ön freni bırakıp motoru yatırmadan arka freni bırakmayın. Bu hareket ön frenin bırakıldığı andan itibaren ve dönüş kuvvetlerinin çatalları sıkıştırmaya başlamasından önce önün kalkmasını engelleyecektir. Gazı açar açmaz eğer hızınız fazla ise arka frenle hızınızı ayarlayın. Gazı kapatmak önü aşırı yükler ve dönüş açınızı genişletir ama arka freni kullanmak hattınızı daraltır sizi dönemecin içine çeker. Fazla fren ve gaz kullanmaktan kaçının sadece ön tekere ağırlık bindirmemek için buna yeterli olacak gazı verin.

U dönüşü yaptığınız düşük hız manevralarında ve hat aralarından süzülme sürüşlerinizde motorun dönen kısımlarının açısal ivme etkileri sizin dengede kalmanızı sağlar. Bunu arka freni kullanarak ve debriyajı hafif kaydırarak devir tutturmak suretiyle kendinizin lehine bir avantaja çevirebilirsiniz. U dönüşlerde arka freni bırakarak mı yoksa debriyajı kaydırarak mı(kavrama noktasında tutup hafif ileri geri hareketler yapmak) size ve motorunuza uygun denemelisiniz. Genel olarak yeterli devir ve debriyaj kaydırması şasenin kararlı(yerleşik) ve hareket halinde kalmasına yeterlidir. Burada hız arka frence düzenlenmektedir. Bu teknik debriyaj balatalarını ve arka fren balatalarını aşındıracağı için bu parçalar sıkça kontrol edilmelidir.

Yokuş aşağı dönüşlerde gaz açıkken arka fren bilhassa uzun dönüşlerde çok fazla hızlanmayı önler. Düz dönüşlerde gazı ön tekerin yükünü azaltmak için mümkün olduğunca çabuk açarken hızınızı arka freni kullanarak kontrol edin. Yokuş inişlerdeki dönüşler ön tekeri yüklerler ve sizin virajı açık almanıza sebep olurlar. Ama gazı açık tutarak arka freni kullanmak motordaki ağırlık dağılımını daha birbirine yakın(ön ve arkanın) tutarak size daha iyi bir hatta kalma imkânı sağlayacaktır. Pratik ve denemelerle arka freni kullanan ayağınızın iyice ustalaştırılması, hassaslaştırılması size güven verecektir. Böylece motorunuzu sarsmadan, güvenle kullanabileceksiniz. Bu teknik sizi birçok endişe verici durumdan kurtaracaktır.

Arka frenin diğer kullanım alanları:

1)Traksiyonu kontrol etmek.
2)Viraj öncesi süspansiyonların oturmasını sağlamak.
3)Kapanan virajlarda viraj çizgisini daraltmak.
4) Motor yatış alanını genişletmek.


Not: 4. maddenin açıklaması: Motosikletler gaz verilince süspansiyonlarının üzerinde yükselirler. Bu da sürücüye ilave bir yatırma alanı sağlar ancak dönemeçte yatmış vaziyette iken hızlanmadan gaz vererek yükselmenin yapılması arka fren kullanımı ile olur.

Dikkat: Photobucket


ACİL DURUM FRENLEME TEKNİĞİ

Photobucket


Acil durum frenlemesi maksimum frenlemedir. Amaç en kısa mesafede durmak yada çarpışma hızını en düşüğe indirmektir. Frenleme maksimum uygulanır ancak kilitlemeden, lastikleri kaydırmadan yapılmalıdır. Lastikler kaymaya başlarsa durma mesafesi uzar. Bu durumda motor yatırılmalı ve sürücünün motordan bir an evvel ayrılması gerekmektedir. Özetle frenlere uygulanan maksimum basınç tekerlerin kilitlenmesinden bir evvelki safhanın basıncıdır. Burada bir an evvel tekerleri kilitlemeden en yüksek basınç uygulaması yaparken debriyajı sıkmak ikinci planda kalır. Gaz tamamen bırakılmış olmalıdır. Genellikle paniklemiş bir durumda yapılan frenlemelerde gaz tamamen bırakılmadan ön frene asılır ki bu kaza demektir. Önce ve hemen gaz bırakılarak frenler uygulanmalıdır. Saliseler hayat kurtarır. Sağ elin tamamen açılıp tekrar kapanması alıştırması size ön fren yapılırken gazın bırakılmış olmasını sağlayacaktır. İki frenin aynı anda uygulanması gereklidir. Debriyajın çekimi normal mesafelerde durma mesafesini kısaltır ancak burada zaman zaten çok kısadır ve mesafede çok kısadır. Çoğunlukla buna zaman yoktur. İlaveten sadece debriyajın çekimi çok kısa mesafeler ve süreler göz önüne alındığında motorun gaz kesilmesiyle yapacağı kompresyonu boşaltacağından durmaya olumsuz etkide yapabilir. Bu durumda vites de küçültmek gerekir ve şayet tüm bunlara vaktiniz olduysa o zaman da durum acil değildir. Yani acil durum frenlemesinde debriyajı düşünmeyiniz. Maksimum frenleyiniz. Saliseler içinde olan bir hadisede zaman çok değerlidir.

Motor sürüşünde gazın kullanımı ne ise ön frenin kullanımı da hatta motor üzerindeki ağırlık aktaran diğer hareketlerinizde odur. Aynı hassaslıkla yapılması gereken hareketlerdir. Bunun içinde önceden her şartta denemeler ve çalışmalar yapılarak kumandalar üzerindeki hâkimiyet %100 noktasına ulaştırılmalıdır. Kasılı bir tarzda motor sürüşü yapılamaz. Ne kadar rahat ve gevşek bir durumda olabilirseniz yüksek süratlerde bile motorun üzerindeki hakimiyetiniz o kadar kolay ve fazla olacaktır. Aslında frenlerin doğru ve hassas bir şekilde kullanımı gaz kullanımından daha önemlidir diyebiliriz. Bilhassa ön frenin, ağırlığı öne transfer işlevi ön tekerin yol tutumu üzerinde fevkalade önemli bir rol oynar. Şayet bu transferi çok hızlı ve aşırı yaparsanız arka lastiğin yol tutumunu zayıflatırsınız. Neredeyse üzerinde hiç ağırlık kalmayan arka teker yönlendirme aksı üzerinde yanal dönüş yapmak isteyecektir. Ayrıca motor ağırlığını öne çok hızlı vermek ön tekerin yol tutumunu kaybetmesine de sebep olabilecektir. Yine ön süspansiyonları sonuna kadar bastırmakla da kasisler için bir sıkışma rezervi bırakmamış olursunuz ve motor ağırlığı ön taraf üzerinde tam yerleşmeden ön teker ve ön süspansiyonlardan maksimum güç isteme durumunda kalırsınız. Yine ön fren sıkıldığında rake açısı değişeceğinden aks mesafesi kısalacaktır. Aniden ve sert sıkılması durumunda birden kısalan aks mesafesi motorda çok sert bir dönüşe kaçma isteği ve yine aniden bırakıldığında da aks mesafesi birden uzayacağı için dönüşe karşı direnç gösterme eğilimine girecektir.

Aslında frenleri de gaz kolu gibi motorun hızını kontrol eden aletler olarak düşünmekte fayda vardır. Dönemeç çıkışlarında gazın kontrolü neyse hız ayarlaması açısından dönemeç girişlerinde de frenleri düzgün, yumuşak tarzda kullanmak da odur. Burada öğrenilmesi gereken frenleme sürecinin sonuna yaklaşıldığının bilinmesi, tekerleri kilitlemeden maksimum frenleme alışkanlığının kazanılmasıdır. Bu da pratik yaparak olur.

Ön freni ya tam sık yada tam bırak şeklinde kullanılması gereken bir alet olarak düşünmeyiniz. Fren kolu elinizin içinde gereğince sıkılmalı ama darbe vurur şeklinde değil, hassas bir kavrama ve sonra yeterince hızlı, kademeli ve kesintisiz baskılar uygulamak şeklinde olmalıdır. Aynı durum ayakla kullanılan arka fren içinde geçerlidir ancak ön fren durdurma gücünün %70ine sahip olduğundan sonuç olarak çok daha fazla önem kazanmaktadır.

Acil bir durumda önünüze aniden fırlayan bir araba karşısında fren mi yapmalı yoksa kontra basıp müsait olan tarafından geçiş mi yapmalı diye karar verebilmek için önce arkanızdaki trafiğin durumundan haberdar olmalısınız. Şayet arkanızda yakın takip eden bir araç varsa ve sizde bunu aynalardan kontrol etmediyseniz tam önünüze araba fırladığında bunu zaten düşünecek vaktinizde olmaz. Esasen aklınıza da gelmez. Tabi devamlı ileri bakıp durum değerlendirmesi yaparak sürüş yapıyor olsaydınız aniden önünüze fırlayacak bir tehlikeyi de muhtemelen daha önceden fark ederdiniz. Çevrenizi sürekli taramak, arkanızı aynalardan kontrol etmek ve bu şekilde muhtemel tehlikelerden kaçış planlarınızı yapmak sürüşün olmazsa olmazıdır. Açıkça söylemek gerekirse motor sürerken yâda araba kullanırken hayal kurmayınız. Sürekli sürüşe yoğunlaşınız.

En kısa zamanda ve mesafede durmak iki fren birden kullanılarak olur. Ön frene kademeli olarak güç uygulanmalı, ani darbe vurur şeklindeki sıkmalardan kaçınılmalıdır. Bu frenleri kilitlememek içindir. Arka frene daha sıkı güç uygulayarak, kilitlemeden, böylece iki frende kilitlenme noktası sınırında tutularak en çabuk durma sağlanır. Bunun çalışmasını boş bir alanda, kuru ve ıslak zeminlerde ve kasisli yüzeylerde yaparak kontrolünüzü mükemmelleştiriniz.

Bazı anlar olur ki frenlemek yerine kontra basıp tehlikeyi savuşturmak daha güvenlidir. Arkanızdaki trafik ani duruşunuzda size sorun olacaksa ve kıvırmakla sıyrılabilecekseniz, kıvıracağınız alan buna müsaitse kontra basıp geçin ama frenlerdeyken kontra basılmaz. Kontra ile tehlikeyi bertaraf ederken frenleri bırakmış olmanız şarttır. Esasen sola kıvırmalarda(hızlı akan trafiğe) frenleme yapmadan kontra basıp kıvırmak sağa(yavaş akan trafiğe) kıvırmalarda önce fren yapıp sonra freni bırakıp kontra basarak kıvırmak tavsiye edilir. Şayet kıvırıp engelin etrafından dolanmak yerine fren yapacaksanız arkanızı aynalardan sürekli kontrol ederken frenlemek adına ne bulursanız kapar gibi dengesiz bir refleksler gösterme durumuna da girmeyiniz. Çalışmalarınızda yaptığınız gibi frenleri çok düzgün bir tarzda kullanınız. Pratik yapmak, çok pratik yapmak bu işin anahtarıdır.

Acil durum frenlemesi yatmış durumda yapılmaz. Motor dik konumda olmalıdır. Bilhassa ön teker kitlenerek kayar. Önce motor dik duruma getirilmeli ve hemen arkasından maksimum frenleme yapılmalıdır. Bu frenleme esnasında ön freni sıkarken gaz kolunu tam bırakmaz ve bunun farkına varmazsanız, ön teker kontrolü kaybolur ve kendinizi aniden yerde bulursunuz. Bu durum bacaklarınızla motoru sıkı tutmayıp, karın kaslarınız vasıtasıyla bedeninizi desteklemeden vücut ağırlığınızın yükünü kollarınıza bindirerek yapılan sürüşlerde sık karşılaşılan bir şeydir.


FREN SİSTEMLERİ

Fren sistemleri değiştikçe onları kullanma teknikleri de değişmektedir. Bir motordan inip farklı sistemi olan başka bir motora bindiğinizde fren alışkanlıklarınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekir. Neticede tüm sistemler motorunuzu kontrol altında tutmak için düşünülmüş teknolojilerdir.

Bağımsız Ön/Arka fren sistemleri:

Temel fren sistemidir ve tamamen sürücü tarafından harekete geçirilir. Bugün birçok motorda hidrolik sistemle harekete geçirilen ön ve arka disk sistemler ve az bir sayıda tamburlu arka fren sistemleri mevcuttur.

Bağımsız frenler sadeliğin avantajına sahiptir, düşük masraflıdır ve en kısa sürede duruşu sağlarlar. Sürücüye değişik durumlar için değişik alternatifler sunarlar. Mesela yağmurlu havalarda yada yolculu sürüşlerde sürücü daha fazla aska fren kullanma imkanına sahiptir. Dar U dönüşlerde yada gevşek satıhlı zeminlerde arka fren ön frenden bağımsız olarak kullanılabilir.

Burada ölçü sürücünün ustalığıdır. Ustalık gerektirir. Sadece iki freni de aynı anda uygulamanın yanında her frenin kilitlenmemesi için kendine has baskısını uygulamak da gereklidir.

1997 Kawasaki Concours un durma mesafesi 60mph dan 0 mph a 108.06 ft./36.2mt.

Birbirine bağlı frenler(Linked):

Bağlı frenler ön/arka birbirine bağlı ama değişik tarzda bağlıdırlar. Gold Wing buna tipik bir örnektir. Ön ve arka kaliperler arka frence harekete geçirilir. Arka frene basmakla tek arka fren kaliperi artı iki ön kaliperden birisi harekete geçer. Orantılama vanası fren basıncının takribi %70 ni ön frene %30 nu arka frene yönlendirir. Ön freni sıkmak ise entegre sistemden bağımsız olarak ön frenin diğer kaliperini devreye sokar. Bağımsız ön/arka fren sistemlerinde olduğu gibi, arka ve ön frenin basılması ve tam frenleme sürücüye bağlıdır.

Bu sistemin avantajı panik frenlemede arkaya basılınca her iki freninde devreye girmesi ama buna karşın arka frenin önden bağımsız kullanılamamasıdır. Dar U dönüşlerde bu tip motorlarda arka fren kullanılmaz ve tamamen debriyajı kavrama noktasında tutarak ve debriyaj gaz kombinasyonu ustalığı ile dönüş yapılmaya çalışılır. Mıcırlı, gevşek stabilize yollarda frenler ön frenin kilitlenip tekeri kaydırmaması için çok yumuşak kullanılmalıdır.

2004 GL 1800A Gold Wing 60mph den 0mph a 121.4ft./40.5mt.

ABS:

Bağımsız, bağlı ve entegre fren sistemleri “anti-lock” yani kilitlenmeyen fren sistemleri olarak ta adlandırılır. ABS tekerin dönüş hızını ölçerek çalışır. Tekerin kilitlenmesine yakın basıncı azaltır, her tekerin sensoru vardır ve bu sensorlar tekerin ekseni etrafındaki(rotasyonel) dönüş süratini ölçerler. Ani yavaşlayan teker kaymaya başlayacak demektir. Kilitlenmesini önlemek için ABS kontrol birimleri tekerin dönüşünü sürdürmek ve yer tutuşunun tekrar kazanılması için anlık(saniyenin bir bölümü) olarak fren baskısını kaldırırlar. Sonra tekrar tam baskı uygularlar, burada sürücü çok agresif baskı uyguluyorsa ABS hızlı atımlarla fren baskısını kaldırıp tekrar uygular. Bu sistemlerde hedef daha kısa sürede durmak değil fakat frenlerin kilitlenip motorun kaymasına sebep olma riskini ortadan kaldırmaktır. Hatta sürücü motorunun yer tutunma kabiliyetinin üzerinde, çok sert fren yaparsa ABS sistemi durma mesafesini biraz uzatabilir.

1998 Honda VFR800FI(ABS siz) 60mph den 0mph 107.9ft./36mt.
2002 Honda VFR800FI(ABS li) 60mph den 0 mph a 119.5ft./40mt.

Kombine ABS Frenler:

Hem ön fren ve hem de arka fren tek bir ABS li hidrolik kontrol birimine bağlıdır. BMW R1150 RT de olduğu gibi. Tüm BMW ler de bu güç destekli sistem vardır. Sürücü fren elciğine baskı uyguladığında elektrikli servo pompalar harekete geçerler ve kaliperlerdeki basıncı artırırlar. Tam entegre sistemlerde ya el freni elciğinden yada ayak freninin pedalından(peginden) iki teker üzerindeki tam frenleme işlemi kumandası verilir. BMW sisteminde ayrıca uyarlayıcı bilgisayar vardır. Ön ve arka tekerdeki kaçmadan motorun nasıl yüklendiğini anlar. Örneğin yolculu durumda bilgisayar ilk frenlemede arka tekerin yer tutumundaki artışını sezer ve frenlemede arkaya daha fazla ağırlık vermeye başlar.

Güç destekli birleşik ABS sistemleri neredeyse kusursuzdur ancak yine de sürücünün dikkat etmesi gereken tarafları vardır:

1. Motor çalıştırılırken frenlere dokunulmamalıdır. Bu sistem hatasına sebep olabilir.
2. Dar dönüşlerde arka frenle yapılan dönüşü daraltma işlemleri yapılmamalıdır çünkü arka frene basınca ön frene de basmış oluyorsunuz. Bu da yavaş hızlarda motorun aniden durmasına sebep olabilir.
3. Bu sistemler akü voltajlarına karşı çok duyarlıdır.

Kısmi Entegre ABS Sistemler:

BMW bazı modellerinde kısmi birleşik ABS sistemin ide üretmiştir. Bu sistemde ön fren elciği hem ön hem de arka kaliperleri harekete geçirir. Tam birleşik sistemlerin aynısıdır diyebiliriz. Ancak fark arka fren pedalındadır ve bu pedal sadece arka fren kaliperini harekete geçirir. Ön fren güç yardımcısı işlemi sırasınca ABS tam devrededir. Bu sistemin avantajı dar alan U dönüşlerde arka freni kullanma imkânı vermesidir.

Son gelinen noktada birleşik ABS güç destekli fren sistemlerinden bağımsız ABS fren sistemlerine dönüş yapılmaktadır.

Sürücü: Hala en önemli kısım:

Fren sistemi ne olursa olsun motosikletin süratini kontrol etmede sürücünün mahareti birinci faktördür. Ne zaman fren yapılacağını ve nasıl yapılacağını bilmek çok önemlidir. Aynı zamanda düzgün fren yapma alışkanlıklarına sahip olmak çok önemlidir, en ileri sistem bile teknik olmamasının yada yanlış sürüş davranışlarının sebep olabileceği kaymaları, savrulmaları önleyemez. (Mesela tam dönüşün ortasında gazı aniden tam kapatmak gibi). Aniden tehlikelerle karşılaştığımızda iyi alışkanlıklarımız bizi bu durumlardan çok fazla düşünmemize bile gerek bırakmadan düzgün bir duruş yapmamızı sağlayarak güvenle çıkaracaktır.

SÜRATE GÖRE BİR SANİYEDE ALINAN MESAFELER

Photobucket

Alpaslan Kuzucan

BİNİCİLİK DENEYİMİ

Yeni, deneyimsiz bir motosiklet sürücüsü, deneyimli bir sürücünün sahip olduğu dayanıklılığa sahip olmayacaktır. Motosiklete binme konusunda...